3 Eylül 2015 Perşembe

KARATE-DO SPORU HAKKINDA SERKARATE KURUCUSU SERDAR ERGUN İLE RÖPORTAJ


Öncelikle merhabalar sizi kısaca tanıyabilirmiyiz?

Tabi, ismim Serdar Ergun yaklaşık 12 yaşından beri yani 42 yıldır savaş sanatlarıyla uğraşıyorum. Bu sporu meslek edindim, hayatım böyle devam ediyor.

Karate sporuna nasıl başladınız?

Yurtdışında 12 yaşında başladım. Çalışmalar merakımı cezbetmişti.  Sene 1972’den bugüne aynen devam.

Sizi bu spor dalına iten sebep ne oldu?

Kendini koruma ve savunma amacıyla başlamıştım.

Ne zamandan beri profesyonel eğitmenlik yapıyorsunuz?

37 yıldır Bakırköy’de, tabi uluslararası alanda da başarılarımız var. Bunlar arasında Hollanda,Danimarka,Rusya gibi ülkelerde var.

Peki şöyle soralım o zaman ulusal ve uluslararası başarılarınız var mı ?

Var tabi öğrencilerimde var. Örneğin ben masterimi Japonya’da yaptım. Bu işin meslek yüksek okulu akademisi orasıdır. Bende aynı zamanda milli sporcu ve milli antrenörüm. Bir çok başarıya imza attım ve şu andada öğrencilerim atıyor; İstanbul şampiyonaları, Türkiye şampiyonaları ve inşallah önümüzdeki günlerde de Estonya, Avrupa şampiyonalarımız var.

Dünyaca tanınan yıldız sporcunuz var mı ?

Tabi var. Danimarka’da, Amerika’da ve Hollanda’da belli sistemlerde liderlik yapan insanlar var.

İsimlerini bizimle paylaşabilirmisiniz?

Amerika’da Hakan Şahin, Hollanda’da Şahin Fidan var. Bunlar çok popüler sporcular, derece yapmış ve orada lider konumda olan sporculardır.

Karate sporu Türkiye’de nasıl bir konumda sizce ?

İyi konumda diyebiliriz. Ama yeterli mi derseniz? Yeterli değil, çünkü sponsor sıkıntılarımız var. Hali hazırda ki kişiler fedaratif yapıya sahip olmalarına karşın, gene bütçeden fazla pay alamayıp kendi cebinden bir takım imkanlarla birşeyler yapmaya çalışıyorlar. Bu sorun sadece karate’de değil aslında bütün branşlarda var. Wushu-Kunfu fedarasyonunda, Tekvando ve Judo federasyonlarıda bu tür sorunlarla karşılaşıyor. Biraz daha geniş imkanlara sahip olunursa biz diğer ülkeler gibi olimpiyatlara ileri ileri gidip, geri geri arkamızı dönüp gelmeyiz.

Türkiye’de spor denilince akla ilk olarak futbol geliyor bunun sebebi nedir sizce?

Dünyanın en basit ve en popüler spor branşı olması ve aynı zamanda seyirci kitlesinin çok fazla olmasından kaynaklanıyor. Neden derseniz futboldan herkes anlıyor.
Şimdi bir de şöyle bir şey var. Bir tane top alalım ikide direk koyalım rahatlıkla futbol oynayabiliriz. Futbol çok sanatsal bir değer taşımıyor, daha sonra sanatlaşıyor. Ama karate gibi braşları yapmak için bunun bir disiplini ve altyapısı var. Bu tür öğretilerde bezing programlarına gireceksiniz ki vücudunuzu ancak disipline edebilirsiniz. Bu bir sanat yani uzun dönem çalışılması gereken bir spor dalı ama futbol öyle değil. Futbolun dünyada da popüler olmasını ben, basit olmasına bağlıyorum. Ama savaş sanatlarıyla uğraşmak basit değil. Hadi gel senle bir karate karşılaşması yapalım demek mümkün değil. Uzun bir süre çalışmak ve disiplin gereklidir bu tür spor dalları için.

Fakat hocam ülkemizde basketbol, voleybol gibi spor dallarıda futbollun yanında daha az destek görüyor, bunu neye bağlıyorsunuz? Birde futbolun diğer spor dallarını gölgede bıraktığını düşünüyor musunuz?

Bu sadece Türkiye için geçerli değil ama dünya’da da bu böyle ancak, Avrupa’da özellikle Danimarka ve Hollanda’da bütün braşlar eşit mesafede yer alıyor. Bunlar bence spor konusunda örnek alınması gereken ülkeler ve savaş sanatlarında da bu ülkeler bizden çok daha ileri seviyelerde yer alıyorlar. Yani bizde bir branşta ileriye gidebiliyoruz ama onun üzerine ne yazık ki çıkamıyoruz. Olimpiyatlardan da belli değilmi aslında, orada bile Türkiye yok, bunu iyice bir irdelemek lazım. Neden yokuz? Çocuklar siz top oynayın, kızlarda siz ip atlayın değil mi? Ülkemizde beden eğitimi dersleri memur zihniyeti ile verilmiyor mu? Tüm imkanlara sahip olunmasına rağmen öğretmenler üzerlerine düşen görevi eğitim yuvalarında dahi gerçekleştirmiyorlar.

Egitime bağlıyorsunuz yani bu tür sorunları?

Tabiki eğitime bağlıyorum. Önce spor kültürü daha sonrada braş eğitimi verilmelidir ki yetenekli kişileri oradan profesiyonel spor dallarına yönlendirebilelim. Yani dövüş sanatlarına mı? Basket yada voleybola mı? Futbola mı yatkın anlaşılsın. Ama siz geri kafalı bakarsanız, ben bu branşı buraya sokmam burada herkes bir birini yer, döver derseniz, çok yanlış bir algı yaratmış olursunuz. Ama burada basınında çok büyük rolü var. Biri çıkar kafasıyla bir şey kırar, o çıkar karnından araba geçirir, bir diğeri bezbol sopası kırar. Yanlış şekilde yayınlar yaparsanız insanların zihniyetinin de bu yönde gelişmesi tesadüf değildir tabiki. Beni çağırıyorlar mesela bir şey kırarsanız yayınlarız hocam diyorlar. Ben bir şey kırmayayım bilgilendiriyim, teknik yapısını anlatayım diyorum. Bana verilen cevap ama hocam reyting…
Bu şekilde yansıtırsanız tabiki bu tür sporlar zor duruma girer.

Çok teşekkür ederim hocam, sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Teşekkür ederim.

İlgili linkler:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder