3 Eylül 2015 Perşembe

Rıdvan Dilmen (Röportaj)


Rıdvan Dilmen Röportaj,

Hocam sizi kısaca tanıya bilir miyiz?

15.08.1962 Nazilli doğumluyum. Lise mezunuyum, futbola da 1978 amatör olarak Nazilli’de başladım. Sırayla Muğla Spor, Bolu Spor, Sarıyer, Fenerbahçe’de son 8 yılımı oynayıp futbolu bıraktım. Çok ciddi sakatlıklar ve ameliyatlar geçirdim. Uzun sürede oynayamadım; genç yaşta futbolu bırakmak zorunda kaldım. Milli maç sayım 24-25 olması lazım, o zamanlar fazla zaten milli maç yoktu. Daha sonra bir dönem antrenörlük yaptım. Şimdide aşağı yukarı 12-13 yıldır yorumculuk yapmaktayım. Yine futbolun içerisindeyiz yani.

Meslekte sizi zorlayan ne gibi durumlarla karşılaştınız?

Şimdi ben 3 meslek yaptım. Futbolculuk, yorumculuk ve antrenörlük, bunların içerisinde en sevdiğim futbolculuktu. Aslında yetenekliysen doğruda çalışıyorsan zorlanmıyorsun. Aslında en kolayı şu anda yaptığım. Gerçekçi olmak gerekirse ben futbolu da kolay buluyordum. Çünkü yeteneklerimi biliyordum, yeteneklerimi de iyi seviyede tutmaya çalışıyordum. Aslında çok zorlandığım bir şey yok sadece medya dünyasına girdiğiniz zaman; ben tarafım, tarafsızım diye yalan söyleyemem. Ama objektif olduğumu düşünüyorum, ayakta kalmamın nedeninin de bu olduğu kanaatindeyim. Benim için oynana oyun önemli, saha dışına ben çıkmak istemiyorum. Bunun içinde 2 saati aşmayan programlar yapıyoruz. Bunun nedeni de futbol konuşmak, futbolun dışına çıkmamak. Antrenörlükte zorluklar kulüplerin yapıları ve yönetim tarzları nedeniyle zor. Futbola gelirsek bana göre sakatlığı da olsa başka sorunlar da olsa futbol oynamak en güzeliydi.

Türkiye’de spor denilince akla ilk olarak futbol geliyor. Sizce bunun nedeni nedir?

ABD dışında herhalde dünya da çoğu ülkede bu böyledir. İspanya Kralının (Franco) da sözü vardır. Ülkemiz 3F(Futbol, Fiesta, Fantezi) ile yönetilir. Türkiye’de gerçekten çok seviliyor. Karşılığında sevgiye karşı futbol var mı? Yok, her geçen günde çoğalacağına futbol sevgisi azalıyor. Bunda sadece passolig’in etkisi olduğunu da söyleyemem. Sosyal nedenler bu konuda daha fazla etkili, algınında etkisi var. Bununda tribünlerden insanları kaçırdığına inanıyorum. Dünya futbolunun da artık evimize girdiği için Türk futbolunun biraz geride olduğunu düşündüklerinden, insanlarında kaçtıkları kanaatindeyim.


Peki hocam sizde dile getirdiniz, passolig uygulaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Keşke bunlara sebebiyet veren bizler olmasaydık, taraftar anlamında. Ancak paso lig uygulamasının dışında bedavacı bilette çokmuş demek ki, kulüpler veriyormuş ki bir yandan sadece paso ligden dolayı değil. Passolig uygulamasında şu anda olumlu şekilde döndüğünü göremiyoruz. Sebebi de mesela her kulübün statlarında tribün kapatma cezası var. Peki o zaman passolig neden çıktı? Doğrudan alırsınız 6032’den cezasını verirsiniz. Passolig’in şu anda uygulama konusunda pozitif dönüşü olmadığı kanaatindeyim.
Spor camiasın da artan fanatizim ve şiddet olayları hakkında ne düşünüyorusunuz?
Burada futbolun bütün parçalarında problem görüyorum. Kendimizi eleştiricek olursak genel anlamada medyada ciddi problemler var. Yöneticilerde ciddi problemler var. Taraftarın özellikle sosyal medya üzerinden provokasyonları var. Oyuncuların tahrikleri var. Hepsini sayabiliyorum. Bunların içerisinde hepsinin farklı farklı yüzleri değiştirerek sebepleri var.

Hocam meslek hayatınızda yaşadığınız en ilginç olay nedir?

Çok var. Komik hadiseler geçiyor aslında başımızdan, oyunculuk yıllarımızda da çok geçti, yorumculuk hayatımızda da, çok geçti. Şu anda hemen aklıma gelen ben aslında futbolculuk yaparken de yorumculuk yapardım. Aykut’la yediğimiz golün santrasını yaparken merak edip maç şöyle olur derdim, hakikatende olurdu. Bunla ilgili iki örnek verebilirim. Konya’da gol yemiştik merak etme 5 gol atarız dedim. Beş gol attık. Eskişehir’de yanıldım; santra yaparken gol yedik, 5 gol atarız dedim; 7 gol atmıştık. Maç içerisinde takım arkadaşlarımla konuşurdum. Onun dışında tabiî ki bire bir arkadaşlık ilişkilerinde de enterasan şeyler oldu. Üzücü olarak da sakatlıklarım diyebilirim. Milli maçlarda üzücü olarak 8-0’lık İngiltere maçında oynadım. Fakat 3-0’lık kazandığımız Avusturya maçında da oynamıştım ve 2 gol atmıştım. Yani futbolculuk ve yorumculuk hayatında her türlü her şey olabiliyor.     


BURHAN SANUK 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder