Rıdvan
Dilmen Röportaj,
Hocam
sizi kısaca tanıya bilir miyiz?
15.08.1962 Nazilli doğumluyum. Lise mezunuyum,
futbola da 1978 amatör olarak Nazilli’de başladım. Sırayla Muğla Spor, Bolu
Spor, Sarıyer, Fenerbahçe’de son 8 yılımı oynayıp futbolu bıraktım. Çok ciddi
sakatlıklar ve ameliyatlar geçirdim. Uzun sürede oynayamadım; genç yaşta
futbolu bırakmak zorunda kaldım. Milli maç sayım 24-25 olması lazım, o zamanlar
fazla zaten milli maç yoktu. Daha sonra bir dönem antrenörlük yaptım. Şimdide
aşağı yukarı 12-13 yıldır yorumculuk yapmaktayım. Yine futbolun içerisindeyiz yani.
Meslekte
sizi zorlayan ne gibi durumlarla karşılaştınız?
Şimdi ben 3 meslek yaptım. Futbolculuk, yorumculuk
ve antrenörlük, bunların içerisinde en sevdiğim futbolculuktu. Aslında
yetenekliysen doğruda çalışıyorsan zorlanmıyorsun. Aslında en kolayı şu anda
yaptığım. Gerçekçi olmak gerekirse ben futbolu da kolay buluyordum. Çünkü
yeteneklerimi biliyordum, yeteneklerimi de iyi seviyede tutmaya çalışıyordum.
Aslında çok zorlandığım bir şey yok sadece medya dünyasına girdiğiniz zaman;
ben tarafım, tarafsızım diye yalan söyleyemem. Ama objektif olduğumu
düşünüyorum, ayakta kalmamın nedeninin de bu olduğu kanaatindeyim. Benim için
oynana oyun önemli, saha dışına ben çıkmak istemiyorum. Bunun içinde 2 saati
aşmayan programlar yapıyoruz. Bunun nedeni de futbol konuşmak, futbolun dışına
çıkmamak. Antrenörlükte zorluklar kulüplerin yapıları ve yönetim tarzları
nedeniyle zor. Futbola gelirsek bana göre sakatlığı da olsa başka sorunlar da
olsa futbol oynamak en güzeliydi.
Türkiye’de
spor denilince akla ilk olarak futbol geliyor. Sizce bunun nedeni nedir?
ABD dışında herhalde dünya da çoğu ülkede bu
böyledir. İspanya Kralının (Franco) da sözü vardır. Ülkemiz 3F(Futbol, Fiesta, Fantezi)
ile yönetilir. Türkiye’de gerçekten çok seviliyor. Karşılığında sevgiye karşı
futbol var mı? Yok, her geçen günde çoğalacağına futbol sevgisi azalıyor. Bunda
sadece passolig’in etkisi olduğunu da söyleyemem. Sosyal nedenler bu konuda
daha fazla etkili, algınında etkisi var. Bununda tribünlerden insanları
kaçırdığına inanıyorum. Dünya futbolunun da artık evimize girdiği için Türk
futbolunun biraz geride olduğunu düşündüklerinden, insanlarında kaçtıkları
kanaatindeyim.
Peki
hocam sizde dile getirdiniz, passolig uygulaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Keşke bunlara sebebiyet veren bizler olmasaydık,
taraftar anlamında. Ancak paso lig uygulamasının dışında bedavacı bilette
çokmuş demek ki, kulüpler veriyormuş ki bir yandan sadece paso ligden dolayı
değil. Passolig uygulamasında şu anda olumlu şekilde döndüğünü göremiyoruz.
Sebebi de mesela her kulübün statlarında tribün kapatma cezası var. Peki o
zaman passolig neden çıktı? Doğrudan alırsınız 6032’den cezasını verirsiniz.
Passolig’in şu anda uygulama konusunda pozitif dönüşü olmadığı kanaatindeyim.
Spor
camiasın da artan fanatizim ve şiddet olayları hakkında ne düşünüyorusunuz?
Burada futbolun bütün parçalarında problem
görüyorum. Kendimizi eleştiricek olursak genel anlamada medyada ciddi
problemler var. Yöneticilerde ciddi problemler var. Taraftarın özellikle sosyal
medya üzerinden provokasyonları var. Oyuncuların tahrikleri var. Hepsini
sayabiliyorum. Bunların içerisinde hepsinin farklı farklı yüzleri değiştirerek
sebepleri var.
Hocam
meslek hayatınızda yaşadığınız en ilginç olay nedir?
Çok var. Komik hadiseler geçiyor aslında başımızdan,
oyunculuk yıllarımızda da çok geçti, yorumculuk hayatımızda da, çok geçti. Şu
anda hemen aklıma gelen ben aslında futbolculuk yaparken de yorumculuk
yapardım. Aykut’la yediğimiz golün santrasını yaparken merak edip maç şöyle
olur derdim, hakikatende olurdu. Bunla ilgili iki örnek verebilirim. Konya’da
gol yemiştik merak etme 5 gol atarız dedim. Beş gol attık. Eskişehir’de
yanıldım; santra yaparken gol yedik, 5 gol atarız dedim; 7 gol atmıştık. Maç
içerisinde takım arkadaşlarımla konuşurdum. Onun dışında tabiî ki bire bir
arkadaşlık ilişkilerinde de enterasan şeyler oldu. Üzücü olarak da
sakatlıklarım diyebilirim. Milli maçlarda üzücü olarak 8-0’lık İngiltere
maçında oynadım. Fakat 3-0’lık kazandığımız Avusturya maçında da oynamıştım ve
2 gol atmıştım. Yani futbolculuk ve yorumculuk hayatında her türlü her şey
olabiliyor.
BURHAN
SANUK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder